1 Haziran 2009 Pazartesi

EN DELİYE 1 TRİLYON VERİYORUZ!

Başlık cezbedici değil mi? Hepiniz bir anda deli olsam da 1 trilyona sahip olma şansım olsa dediniz... Dediniz dediniz biliyorum. Halbuki birçok kişi var evladı deli olup da 1 trilyon verebilecek onun akıllanması için.

Aslında delilik bir bakıma özgürlük eğer sahip çıkanın varsa ilerleyen zamanlarında. Ne yaparsan yap gösterilen tolerans akıllıya gösterilenden daha çok deliye. Biz demez miyiz ''Delidir, ne yapsa yeridir'' diye. Yolda yürürken ensene gelen ani bir tokatın karşılığı, tokatı atan deliye ''ya sabır'' deyip geçmek; deli değilse o tokatın on mislini o kişinin suratına atmak...

Delirmek de zanaat bakmayınız siz, kimi aşkından, kimi kininden, kimi hırsından... Birçok şekilde delirebilir insan yaşadıklarından etkilenip. Delirmeden önce biz yardımcı oluruz delirmesine zaten. İflas etmiş adama hep eski şatafatlı halini, eski sevgilisini veya eşini, kin tutup da unutmaya çalıştığı kişiyi hatırlatıp durmaz mıyız? Ben senin dostunum ayağına yatıp haline üzülüyorum demek maksatlı. Delirttikten sonra da onunla uğraşmayı en çok biz severiz, zaaflarıyla oynamayı. Tanımayanlara onu tanıtıp ''Eskiden çok akıllı adamdı.'' deyip halimize şükretmek için bir de ibretlik bir örnek bulundurmayı.

Bir de deliye sormak lazım ''Sen akıllıları nasıl görüyorsun?'' diye. Belki de ''Ne akıllısı kardeşim, aranızda akıllı göremiyorum ben.'' diyecektir. Neden hep deliyle uğraştıp delirtenle uğraşmadığımızı sorarsa ne cevap vereceğiz bilmiyorum ama çok şükür bunu soracak kadar akıllı bir deli tanımıyoruz. Yoksa beğenmediğin delinin senden akıllı olmasından rahatsız olup sen delirebilirsin.

Denesek 1 günlüğüne deli olabilmeyi hiçbir koşullanma olmadan mesela, çok zorlanırız. Ama deseler ki ''1 gün deli gibi davran, sana araba alacağım.'' Tercih sebebi olabilir delilik, cazip gelebilir. ''Ne de olsa 1 gün dersin.'' İşte dostum menfaatin için deli olabiliyorsan sen de pek akıllı değilsin.

Mehmet Baysal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

şukela... pek güzel oldu prafo...